5 Haz 2007

Yarınlara bakmak

Tek başına kaldığında ancak dinlersin kendini usul usul. Sonra yavaş yavaş hayallere dalarsın derinden. İnersin derinlere, ta derinlerde ağlayan ağacın gölgesindeki minik kendine. Düşündüğün ne bugün ne yarındır: sadece dündür. Onun için yüzün dönüktür ağlayan ağaca, sıkı sıkı sarılmışsındır ona. Kafa kafaya birlikte ağlarsınız bilinmezlerdeki sırdaşla. Konuşmaya gerek yoktur. Herşey orada uluorta bilinir.

Kavuşmak peşinde koşarken, eline yüzüne bulaştırdıklarındır düşündüğün. Gülersin, kahkahalarla: aman kimse duymasın! Gülersin kendine, öyleki sesin boşlukta akseder saatlerce. Tek başınasındır ya, kendine gülersin. Şaşarsın daha önce duymadığın bu büyük acıya, yaptıklarına, yaşadıklarına, düştüğün bu komik hale. Hiç aklına gelmezdi değil mi?
Yapayalnız, geçmişi düşünmek, sağlam ayakta görünmek, zoraki gülmek, zoraki yaşamak. Alıp senden koparılanların yarası kalbinde güm güm sancırken, yaşamak zorundasındır, kolaysa yaşa tek başına!
Dünü unutmanın vakti gelmedi mi hala? Kalbinin sızısına rağmen bilirsin ki aslında yaşadıkların sadece bir ilizyondur. Hissettiklerin, kendini uzun zaman önce hazırlayıp hissetmek istediklerindir. Belki hayal gerçek, gerçek hayal, yaşadıkların uzun zaman önce anlatılan bir masal. Yaşanacak, yaşanası güzel günler gerçek, bir adım geride sırtını döndün ona bekler seni günlerce.

Görmek için önce bakmak gerekir. Dön bak arkana...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder