Aslında gayet klasik bir film. Fakir şöförün kızı yıllardır babasının şöförlüğünü yaptığı köşkün genç oğlanına aşıktır. Babası kızı bu aşkı unutması için Fransa'ya aşçılık okuluna yollar. 2 sene sonra artık farklı biri olarak geldiğinde nihayet aşık olduğu adamın William Holden' in dikkatini çekebilecektir. Fakat abisi Humphrey Bogart 'ın kardeşi için ve şifketi için farklı planları vardır. Bu güzel kızın Audrey Hepburn bu planları bozmasına engel olmalıdır. Bu yazıyı yazarken fark ettim ki aslında size 2003 te ülkemizde oynayan Bir İstanbul Masalı'nı anlatıyorum. Filmi beğendim, Audrey Hepburn'u sevmemle inanın alakası yok :). Güzel film.
-Hatırlarım bisiklete binmek gibidir.
-Sabrina Ay'a ulaşmaya çalışıyorsun.
-Hayır Ay bana ulaşmaya çalışıyor.
-Evet zenginliğimle Paris'te yağmur yağdırabilirim. Hatta taksi de bulabilirim. Ama sevimli kız bulamam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder