BÜYÜLENDİ İFTİRASINI HADİSLER DE TEKRAR ETMİŞ

 Mekke Müşrikleri sözüne güvendikleri ve sevdikleri bir adam Allah'ın elçisi olduğunu söylediğinde doğrusu bu hiç hoşlarına gitmedi.. Peygamberimizle Alay ettiler, hakaretler ettiler (delirdi, büyülendi, aklı gitti vs)

DELİRDİ İFTİRASI

SAFFAT, 36 "Tanrılarımızı deli bir şair için mi terkedeceğiz?" diyorlardı.

KALEM, 51 Mesajı işittikleri zaman, inkarcılar neredeyse seni gözleriyle yiyeceklerdi. "O, delidir!" diyorlardı.

TEKVİR, 22 Arkadaşınız deli değildir.

BÜYÜLENDİ İFTİRASI

17:47 Seni dinlerlerken nasıl işittiklerini ve kendi aralarında konuşurlarken zalimlerin, "Siz sadece büyülenmiş bir adamı izliyorsunuz," dediklerini iyi biliyoruz.

Yani Peygamberimize Delirdi, Büyülendi diyenler Mekkeli Müşriklerdi..

Maalesef Peygamberimizin büyülendiği HADİS kaynaklarında da yer almıştır. O halde bu hadisleri kimler yazdı?

BÜYÜLENDİ İFTİRASINI HADİSLER DE TEKRAR ETMİŞ

Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:

Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e (yahudiler tarafından) sihir yapıldı, öyle ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yapmadığı bir şeyi yaptım vehmine düşüyordu. Bir gün benim yanımda iken Allah'a dua etti, sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki: "Ey Aişe, hissettin mi, sorduğum hususta Allah bana fetva verdi?" "Hangi hususta Ey Allah'ın Resulü?" dedim. "İki kişi bana gelip, biri başucumda, diğeri de ayak tarafımda oturdu. Biri diğerine: "Bu zatın rahatsızlığı nedir?" dedi. öbürü: "Büyüdür!" dedi. Önceki tekrar sordu: "Kim büyüledi?" Diğeri: "Lebid İbnu'l'A'sam adındaki Beni Züreykli bir yahudi" diye cevap verdi. Öbürü: "Büyüyü neye yaptı?" dedi. Arkadaşı: "Bir tarakla saç döküntüsüne ve bir de erkek hurma tomurcuğunun içine" cevabını verdi. Diğeri: "Pekala, şimdi nerede?" diye sordu. Arkadaşı: "Zervan kuyusunda!" cevabını verdi." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ashabından bir grupla birlikte Radıyallahu Anh kuyuya gitti, ona baktı, kuyunun üzerinde bir hurma vardı. Sonra benim yanıma dönüp: "Ey Aişe! Allah'a yemin olsun, kuyunun suyu sanki kına ıslatılmış gibi (bulanık) ve (o kuyu ile sulanan) hurma ağaçlarının başları da sanki Şeytanların başları gibiydi!" dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Onu (kuyudan) çıkardın mı?" diye sordum. "Hayır!" dedi ve ilave etti: "Bana gelince, Allah bana afiyet lütfetti ve şifa verdi. Ben ondan halka bir şer gelmesine sebep olmaktan korktum!" Resulullah onun gömülmesini emretti ve yere gömüldü."

Peki Kuran ne diyor?

KALEM, 2 Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin.

Muhammed Gazali Sormuş

“Şimdi biz kime inanalım? Kur’an’a mı, yoksa bir Yahudi’nin Resulullah’a büyü yaptığını nakleden Buhari’ye mi?”

İSLAMİYET ENDEKSİNE GÖRE ÜLKE SIRALAMASI

 Kuran'i ilkelere en göre yönetilen ülkeler Sıralaması (Adalet, liyakat, sosyal devlet vs)

Bu site amacını şöyle açıklamış..

Görevimiz

Misyonumuz etkili kurumları teşvik ederek Müslüman ülkelerde barışçıl reformu teşvik etmektir.

İslamiyet Endeksleri, Batılı ülkelerin İslami kurumları İslâm'ı savunan ülkelere göre daha iyi yansıttığı ve aynı zamanda Müslüman ülkelerde yenilenme ve ilerleme için pusula sağladığı gözlemini doğrulamaktadır.

İslamiyet Endeksleri Müslümanların dinlerinin tartışmasız kaynağına - Kur'an'a - odaklanmalarını sağlar ve yöneticilerinin, hükümetlerinin, topluluklarının ve kendilerinin sürekli bir performans göstergesidir.

İlk 44 ülke maalesef kendini müslüman ülke olarak tanımlamıyor ama yönetim ilkeleri Kuran ile paralellik arz ediyor.

Yeni Zelanda

İsveç

İzlanda

Hollanda

İsviçre

Danimarka

İrlanda

Norveç

Lüksemburg

Avustralya

İŞTE O SİTE

Ayet Nasıl Geçersiz Kılınır..

Tevbe 80

Diyanet İşleri Meali (Eski)

Onların ister bağışlanmasını dile, ister dileme, birdir. Onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen Allah onları bağışlamayacaktır. Bu, Allah'ı ve Peygamberini inkar etmelerinden ötürüdür. Allah fasık topluluğu doğru yola eriştirmez.*

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme (fark etmez.) Onlar için yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları asla affetmeyecektir. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmiş olmaları sebebiyledir. Allah, fasık topluluğu doğru yola iletmez.

Bu ayeti çok açık değil mi...

Peki 4 Mezhepten birinin lideri İMAMI ŞAFİ bu ayeti nasıl anlamış.. Bir de bu kullandığı hadisi tüm dini ANLAMAK İÇİN KULLANDIĞI TEMEL HADİSLERDEN biri ise ne düşünürsünüz?

70 kez onlar için bağışlanma dilesen de aafetmeyeceğiz ayetisin 71 kez bağışlanma dilerse Allah bağışlayacak olarak anlamış. Bir de bu açık hatayı bir Rivayetle taçlandırmışlar. Bravo..

Bir ayetten asla çıkmayacak bir anlam çıkarmak istiyorsanız bir rivayete ihtiyacınız var. Bunu Peygamberimiz dedi diye uydurursanız, bu uyduruğa karşı çıkmak Peygamberimize karşı çıkmak olarak adlandırılır. Sizin hayatınıza neden olur..

O rivayet de kayıt altına alınmadan önce 250 yıllık bir dedikodu idi..

"Peygamber dedi, 250 yıl önce. Herkes doğru anladı, herkes doğru nakletti. Herkes çok iyi niyetliydi, 7 nesildir kimse hatalı anlamadan nakletti. " Rivayeti nakleden kişi belki de ravileri az önce uydurdu..

SAHİHİ BUHARİ (ÖTÜKEN YAYINLARI, MEHMET SOFUOĞLU

Kalem 36-41 Şimdiki Müslümanlara Ne Anlatıyor?

 Ayet her istediğiniz hükmü bulabileceğiniz ve Allah adına hüküm verebileceğiniz kaynaklardan bahsediyor..

Aşağıda verilen hadis 3 Hadis kitabında art arda geçiyor. Birbirinin zıttı cevapları var ama belki aynı sayfadalar.

Bir mezhep böylece istediği görüşü benimseyebilir.

Ne güzel değil mi?

(Al-i İmran 3/3)

 (Al-i İmran 3/3)

نَزَّلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَأَنْزَلَ التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ

Gerçekleri içeren ve kendinden öncekileri tasdik eden[*] bu Kitab’ı sana, O indirmiştir. Tevrat’ı ve İncil’i de O indirmiştir.

 [*] Tasdik, doğruluğunu onaylamaktır. Kur’ân, bütün nebîlere verilmiş olan kitapları hem tasdik eder hem de korur. Onlara yapılan ekleme ve çıkarmalar, ancak Kur’an ile tespit edilip düzeltilebilir. Allah Teâlâ şöyle demiştir: 

 “Gerçekleri içeren bu Kitabı sana, önceki Kitapları onaylayıcı ve koruyucu özellikte indirdik. O halde aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sana gelen doğruları bırakıp onların arzularına uyma. Her birinize bir şeriat (kitap) ve bir yöntem (hikmet) verdik. Allah sizi tek bir toplum (tek bir nebînin ümmeti) yapmayı tercih etseydi yapardı. Oysa verdiği şeylerle sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmek için (böyle yaptı). Öyleyse (tartışma yerine) iyi işlerde yarışın. Tekrar hayata dönünce hep birlikte Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. O, anlaşmazlığa düştüğünüz konuları size bildirecektir.” (Mâide 5/48)

Kuran Enbiya 105

 Kuran Enbiya 105

Zikir´den sonra Zebur´da da, "Yeryüzüne benim erdemli kullarım varis olacak" diye yazıp belirtmiştik.

Zebur Mezmurlar 37-29

Yeryüzüne benim erdemli kullarım varis olacak.

(Tekrar)

Süleyman Ateş: Tevrat ve incil bozulmamıştır.

 SORU: Fetih Suresi’nin son ayetinde, “Muhammed, Allah’ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah’tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat’taki nitelikleri. İncil’deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir” buyuruluyor. Siz İncil ve Tevrat’ın tahrif edilmediğini, sadece din adamlarının kutsal kitaptaki yorumları çarpıttığını söylemiştiniz. Acaba Tevrat ve İncil’de Peygamberimizin ve müminlerin bu ayetteki gibi bir özelliği belirtiliyor mu?

CEVAP: İşler hep tersinden düşünülürse işte bu sonuca varılır. Niçin Tevrat ve İncil’de Hz. Muhammed’in ve ona inananların vasıfları olsun? O zamanlar ne Hz. Muhammed vardı ne de ona inananlar. Fetih Suresi’nin son ayetinde peygamberlere inanan insanların Tevrat’ta da İncil’de de böyle anlatıldığı belirtilmektedir. Kasıt Hz. Muhammed ve müminlerin Tevrat ve İncil’de anlatıldığı değil, inanan insanların böyle nitelendirildiği yani hem Tevrat’ta hem İncil’de hem de Kur’ân’da gerçek müminlerin böyle anlatıldığı ifade edilmektedir.

Tevrat tahrif edilmişse Kur’ân, niçin o tahrif edilmiş kitaptan hikâyeler anlatmış? Kur’ân hikâyelerinin büyük çoğunluğu Tevrat kökenlidir. Ben Tevrat’ı savunmuyorum. Ama gözü kapalı bir insan değil, bilimsel düşünen bir adamım. İlahi kitaplar arasında ayırım yapmam. Kur’ân, kendisini “Musaddikan lima beyne yedeyhi: kendinden önceki kitabı doğrulayan” diye niteliyor. Yani kendinden önceki kitapların doğru olduğunu söylüyor ki, onları onaylıyor. Bizim tahrifçilerimiz ise onların tahrif edildiğini söylüyor. Yani Kur’ân’ın doğrulayıp onayladığını muharref sayıyorlar. İbn Haldun‘un deyişiyle farkında olmadan küfre gidiyorlar.

Sizin alıntı yaptığınız meal de dakik değil, ayet yanlış manalandırılmış. İşte ayetin doğru meali: “Muhammed Allah’ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı katı, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rükû ve secde ederek Allah’ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrat’taki vasıfları ve İncil’deki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allah, onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vaat etmiştir” (Fetih: 29). Bu benzetme, Allah Elçisi’nin ve arkadaşlarının, ilk ve son durumlarını anlatmaktadır. İncil’de Hz. İsa’nın dağdaki vaazını ve çeşitli konuşmalarını okursanız, Kur’ân’daki gibi inananların bir ekin gibi güçleneceğinin anlatıldığını görürsünüz.

StokMatik - Gizlilik Politikası

Son Güncelleme: 4 Ekim 2025

1. Genel Bilgiler

StokMatik uygulaması, eczane ve sağlık sektörü için geliştirilmiş bir barkod ve karekod okuma uygulamasıdır. Gizliliğiniz bizim için önemlidir.

2. Toplanan Veriler

StokMatik hiçbir kişisel veri toplamaz ve sunuculara göndermez.

Tüm veriler cihazınızda yerel olarak saklanır:

• Okutulan barkod ve karekod verileri
• Uygulama ayarları (kamera tercihleri, vb.)
• Premium lisans durumu (yerel olarak)

3. Kamera İzni

Neden Gerekli: Barkod ve karekod okumak için kamera erişimi zorunludur.

Nasıl Kullanılır:

• Sadece tarama ekranında aktif olur
• Görüntüler kaydedilmez
• Hiçbir fotoğraf veya video saklanmaz
• İnternet'e veri gönderilmez

4. Depolama İzinleri

Okutulan barkodları metin dosyası (.txt) olarak kaydetmek için depolama izni kullanılır. Bu dosyalar:

• Sadece uygulama klasöründe saklanır
• WhatsApp veya e-posta ile paylaşılırsa sizin onayınızla gönderilir
• Otomatik olarak hiçbir yere aktarılmaz

5. İnternet İzni

İnternet izni sadece şu durumlarda kullanılır:

• WhatsApp ile dosya paylaşımı (sizin onayınızla)
• E-posta ile dosya gönderimi (sizin onayınızla)

Uygulama internet bağlantısı olmadan çalışır.

6. Üçüncü Taraf Servisler

StokMatik aşağıdaki Google kütüphanelerini kullanır:

• Google ML Kit: Barkod tarama (cihaz içi işlem, veri gönderilmez)
• CameraX: Kamera kontrolü (yerel kullanım)

Bu kütüphaneler cihaz içinde çalışır, dışarıya veri göndermez.

7. Veri Güvenliği

• ✅ Tüm veriler cihazınızda kalır
• ✅ Sunucularımızda hiçbir veri saklanmaz
• ✅ Kullanıcı hesabı veya giriş sistemi yoktur
• ✅ Reklam ağları kullanılmaz
• ✅ Analitik takip yapılmaz

8. Çocukların Gizliliği

Uygulamamız 13 yaş altı çocuklardan bilerek veri toplamaz. Uygulama profesyonel kullanım (eczane, depo, sağlık sektörü) için tasarlanmıştır.

9. Değişiklikler

Bu gizlilik politikası güncellendiğinde, yeni sürüm bu sayfada yayınlanacaktır. Tarih: 4 Ekim 2025

10. İletişim

Gizlilik politikası ile ilgili sorularınız için:

📧 E-posta: fatihmazi@gmail.com

📱 Uygulama: StokMatik - Eczane İlaç Sayım

---

© 2025 StokMatik. Tüm hakları saklıdır.

ÖNCEKİ KİTAPLAR GÜVENİLMEZ Mİ?

İman : Güvenmek demektir..

2: 4 Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. 

3:3 Sana bu kitabı, kendisinden öncekileri onaylayıcı olarak gerçekle indirdi. Tevrat'ı ve İncil'i de indirdi,

Önceki kitaplar bozuldu, güvenilmez diyebilir miyiz? Aşağıdaki ayeti dikkatle okuyalım..

3:4 Bundan önce insanlara yol gösterici olarak... Yasalar kitabını indirdi. Allah'ın ayetlerini inkar edenlere çetin bir azap vardır. Allah Üstündür, Öç Alandır.

Ala Süresi

15 Rabbinin ismini anıp namaz kılan.

16 Ne var ki siz dünya hayatını seçiyorsunuz.

17 Oysa ahiret daha iyi ve süreklidir.

18 Bu, ilk sayfalarda/öğretilerde kayıtlıdır.

19 İbrahim'in ve Musa'nın sayfalarında

MAİDE Suresi 44. Ayet

İçinde hidayet ve ışık bulunan Tevrat'ı biz indirdik. müslüman peygamberler onunla Yahudiler arasında hüküm veriyorlardı. Hahamlar ve din bilginleri de Allah'ın kitabından emredildikleri şeylerle hüküm verirler ve onun üzerine tanık olurlardı. Halkı ululamayın, beni ululayın ve ayetlerimi ucuz bir fiyata satmayın. Allah'ın indirdiği ile hüküm vermeyenler inkarcıdır

Nisa 47 Kitaplılar! Bazı yüzleri çevirip sürgüne göndermeden ve Cumartesi Halkını lanetlediğimiz gibi lanetlemeden önce, yanınızdakileri onaylayıcı olarak indirdiğimize inanın. Allah'ın emri sürekli uygulanmıştır.

NİSA Suresi 162. Ayet

Ancak aralarındaki derin ilim sahipleri ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilen(ler)e inanır. Namazı gözetir, zekatı verir, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; bunlara büyük bir ödül vereceğiz

AL-İ İMRAN Suresi 199. Ayet

Kitaplıların öyleleri var ki Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar. Allah'a karşı derin saygıya sahiptirler. Allah'ın ayetlerini az bir değere satmazlar. Onların ödülleri Rab'lerinin yanındadır. Allah hesabı çabuk görendir.

6:92

ayete git

Bu, şehirlerin anası ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendisinden öncekileri doğrulayan kutlu bir Kitap'tır. Ahirete iman edenler, buna da iman ederler. Ve onlar salatlarını* korurlar.

ANKEBUT Suresi 46. Ayet

Kitap halkıyla, zalim olanları hariç en güzel bir biçimde tartışın ve "Bize indirilene inandık ve size de indirilene inandık. Bizim Tanrımız, sizin de Tanrınız birdir. Biz sadece O'na teslim olduk,"deyin

Hac 22

Senden önce gönderdiğimiz her rasul ve nebi, bir şey dilediği* zaman, şeytan* onun bu dileğine bir şeyler katmak istedi.* Fakat Allah, şeytanın kattığı şeyleri yok eder. Sonra Allah, kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Ve Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.

Müslümanlar Kitaplar ve Peygamberler arasında ayrım yapmazlar..

BAKARA Suresi 136. Ayet

"Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya verilene ve tüm peygamberlere Rab'leri tarafından verilenlere inandık. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece O'na teslim olanlarız," deyiniz.

AL-İ İMRAN Suresi 84. Ayet

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlara indirilene; Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rab'leri tarafından verilene inandık. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız ve biz O'na teslim olanlarız

Bakara 285 Elçi, Rabbinden kendisine indirilene inandı, inananlar da... Hepsi, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanırlar: "Elçilerinin hiçbirisi arasında ayırım yapmayız." Derler ki: "İşittik ve uyduk. Rabbimiz bizi bağışla; dönüş

 sanadır.

Şefaat

 Ahkaf Ayet:9

De ki "Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim."

Elçimiz "bana ve size ne olacak bilmiyorum" diyor, Müslümanlar "Şefaat ya Resulullah diyor"

Aynı ümmet Fatiha 5. Ayette hergün defalarca "Yalnız senden(Allah'tan) yardım dileriz" diyor. Şefaat ya Resulullah, Resul'e duadır. Yardımı Allah dışında birinden beklemektir..

Allah diyor ki: Kendine ne yarar ne zarar veremeyenlerden Şefaat bekleyenler Allah'a ortak koşanlardır. Elçimiz Kur'an'da kendini "Allah dilemedikçe kendime ne yarar, ne zarar veremem" diye tanıtıyor. Yani elimizden şefaat bekleyenler sadece  2 ayete bakarak Allah'a ortak koşanlardır.. 

Bunu dediğimizde "Allah dilemedikçe yazıyor. Nerden biliyorsun? dilemediğini" Veya "arapça bilmeden Kuran'dan hüküm çıkarma". "Hadis, icma, kıyas bilmeden..." Veya.. "o kadar kişi yanılıyor mu", "Sen Kur'an'ı değil meali okuyorsun", "Tefsir oku, şefaati ordan öğren", "Oryantalist".

Bu kadar net ayetler varken insan isterse istediği kadar ayete takla attırır..

2:232 de "Boşanan kadınların tekrar evlenmesine mani olmayın" ayetine "demek ki kadınların evliliği erkek iznine bağlıdır, mani olmaya hakkımız var" diye anlamış İmamı Şafi. Şafi mezhebinin kurucusu. Sözün bittiği yerdeyiz. Şafi mezhebinin kurucusu..

A’raf Ayet:188

De ki: "ALLAH'ın dilediğinden başka ben kendime ne bir yarar ne de bir zarar veremem. Gizliyi bilseydim mal varlığımı arttırırdım, bana kötülük de dokunmazdı. Ben ancak inanan bir topluma bir müjdeci ve uyarıcıyım."

Yunus Ayet:49

De ki: "ALLAH'ın dilemesi dışında, ben kendime dahi ne bir zarar ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim. Her toplumun bir süresi vardır. Süreleri bitince ne bir saat geciktirilir ne de öne alınırlar.

Yunus Ayet:18

ALLAH'ı bırakıp, kendilerine ne zarar ne de yarar veremiyenlere tapıyorlar ve "Bunlar, ALLAH yanında bize şefaat edecekler," diyorlar. De ki: "ALLAH'ın göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi O'na bildiriyorsunuz? O çok yücedir, ortak koştuklarınızdan uzaktır."

Kutsal Kitaplarda ve Hadislerde Zina

Kurandaki Zina'da tek hüküm bu. 4 Şahit şartı vardır. Evlerde olan değil, topluluk önündekiler hedeftedir.. ELÇİMİZİN bu ayete rağmen başka uygulaması olamamıştır. Olsa Bu hüküm Kur'an'a niye girsin..

 Nur Ayet:2

Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz.

Tevrat “ ‘Biri başka birinin karısıyla, yani komşusunun karısıyla zina ederse, hem kendisi, hem de zina ettiği kadın kesinlikle öldürülecektir.

LEVİLİLER 20:10 

Temiz kişinin taş atması olayı ise İncil'de Yuhanna 8-7 de geçer. Kimse uygulamamıştır, İsa peygamber de uygulamamıştır..

Recm ayeti vardı, Ömer as insanlar dan çekindi Kuran'a yazmadı Hadisi

Koca Sahebe Ömer as neden Kuran'ı eksik yazdırsın? Allah'tan değil Kuldan mı korktu? Recmi savunan hadisler akıl dışıdır..

1561 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:

"Allah Teâla Hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum:

Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: 'Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz.' (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübut bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: 'Ömer Allah Teâla'nın kitabına ilâvede bulundu.' demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım." [Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, ( 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418).]

Recm ayeti vardı keçi yedi hadisi

 “Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmelerini emreden ayet Hz. Ayşe’nin döşeğinin altındaki sayfada yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Hz. Ayşe onun gömülme işlemleri ile meşgulken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi, o sayfayı yedi. Böylece taşlayarak öldürme cezası Kuran’dan çıktı. Ama hükmü devam etmektedir.” (İbn-i Mace 36/194; Hanbel 3/61,5/131)

Matta'ya göre İsa peygamberin soyu.

Babası gözüken Yusuf'un, Yusuf Peygamberle ilgisi yok. İncil'e göre Meryem Ana, nişanlıyken ilişkisi olmadığı halde hamile kaldı. Yusuf ondan ayrılmak ister fakat rüyasında Meryem Ananın bakire olduğu, Onunla evlenmesi ve doğan bebeği soyuna kaydetmesi söylenir.. O da bunun Rabbin bir vahyi olduğunu anlar ve evlenir. 

Kuran bu konuya girmez.

Mü’minun Ayet:50 ve Şirincedeki Meryem Ana evi

 Mü’minun Ayet:50

Meryem oğlunu ve annesini bir işaret kıldık, ve onları yerleşmeye elverişli ve pınarı olan bir tepede barındırdık..

 Katolik Rahibe Anne Catherine Emmerich (1774-1824)'in rapor edilmiş rüyalarını takiben 1891 de bulundu.. 

İzmir Şirince'de Meryem Ana'nının evi  Şirince, Efes yanarken Tepelik serindir, yerleşime elverişlidir. Pınarı vardır ve tepededir. Ayetle uyuşuyor tüm özellikleri. Ayrıca "işaret kıldık" diyor ayet.  Bu da ilginç bir nokta.